Aharun.8m.net|Kontrgerilla.com|HaberKanal.net|Haberver.in .. Terör, derin/paralel devlet, kontrgerilla ve bağlantılı konularda 2001'den beri yayındayız
Yeni MİT Tırları iddianamesi hazırlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesinde 55 şüpheli var. Başsavcılık 55 kişi için 3'er kez müebbet hapis cezası istedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, MİT tırlarının durdurulmasının ardından şüpheli 'imam'ların ABD Büyükelçiliği ve Başkonsolosluğu ile telefon görüşmesi yaptıklarına dair tespitlerin olduğunu söyledi. İddianamede, FETÖ soruşturmasında tutuklu bulunan örgütün üst düzey yöneticisi konumundaki bir tanığın, 'MİT tırlarının durdurulması, görüntüsünün alınması ve ifşa edilmesi talimatının kendisine Pensilvanya'da örgüt elebaşı Fetullah Gülen tarafından verildiğini' şeklindeki iddiası da yer aldı.
08.07.2017 16:54 Yeni MİT Tırları iddianamesi hazırlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesinde 55 şüpheli var. Başsavcılık 55 kişi için 3'er kez müebbet hapis cezası istedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, MİT tırlarının durdurulmasının ardından şüpheli 'imam'ların ABD Büyükelçiliği ve Başkonsolosluğu ile telefon görüşmesi yaptıklarına dair tespitlerin olduğunu söyledi. İddianamede, FETÖ soruşturmasında tutuklu bulunan örgütün üst düzey yöneticisi konumundaki bir tanığın, 'MİT tırlarının durdurulması, görüntüsünün alınması ve ifşa edilmesi talimatının kendisine Pensilvanya'da örgüt elebaşı Fetullah Gülen tarafından verildiğini' şeklindeki iddiası da yer aldı.
Yeni MİT Tırları iddianamesi hazırlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesinde 55 şüpheli var. Başsavcılık 55 kişi için 3'er kez müebbet hapis cezası istedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, MİT tırlarının durdurulmasının ardından şüpheli 'imam'ların ABD Büyükelçiliği ve Başkonsolosluğu ile telefon görüşmesi yaptıklarına dair tespitlerin olduğunu söyledi.
4 Temmuz'daki gelişmeye göre, aralarında 1 Tümgeneral, 2 Albay, 2 Yarbay, 7 Binbaşı, 11 Yüzbaşı, 1 eski MİT mensubunun da olduğu 55 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, MİT TIR'larının durdurulduğu gün olay yerinde olan jandarma görevlilerinin imamı olan, eylemi yöneten ve organize eden 11 sivil imamın tespit edildiği belirtildi. Bu imamlardan 1'inin tutuklu diğer 10'unun ise firari olduğu belirtildi. İmamlardan 5'inin öğretmen, 2'sinin öğretim üyesi, 1'inin Sağlık Bakanlığı çalışanı, 1'inin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çalışanı ve 1'inin RTÜK uzamanı olduğu belirtildi.
İMAMLAR DA OLAY YERİNDE
Olay yerinde de olan bu imamların 1-19 Ocak 2014 tarihleri arasında kullanmak üzere operasyonel hat kullandıkları da tespit edildi. İmamların 19 gün kullandıkları bu telefonlarla sadece kendi aralarında ve emrindeki askerlerle konuştukları 19 Ocak gecesi de hatları iptal ettirdikleri belirlendi. İmamların olay yerine gidip TIR'ların durdurulmasını sevk ve idare ettiği de iddianamede yer aldı.
TALİMAT BİZZAT GÜLEN'DEN
TIR'ların durdurulması talimatının ise bizzat örgüt lideri Fetullah Gülen tarafından verildiği bir gizli tanık ifadesiyle ortaya çıktı. O dönem Kara Kuvvetleri Komutanlığı imamı olan kişinin Amerika'ya gidip yüz yüze görüşerek, bizzat Fetullah Gülen'den MİT TIR'larının durdurulması talimatı aldığını gizli tanık ifadesinde yer aldı.
OLAY YERİNDEKİ İMAMLARIN ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ İLE TELEFON TRAFİĞİ
Ayrıca olay yerinde olan sivil imamlardan Bayra Andaç ve Muharrem Gözüküçük'ün TIR'ların durdurulmasının ertesi gününde Amerika Büyükelçiliği ile konuşmalarının da tespit edildiği iddianamede yer aldı. Öğretmen olan sivil imam Bayram Andaç'ın ABD Büyükelçiliğini 20 Ocak'ta arayıp 48 saniye görüştüğü, yine aynı gün 46 saniyelik görüşme yaptığı, aynı günün akşamı ABD İstanbul Konsolosluğu'nu arayarak 36 saniye görüştüğü tespit edildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çalışanı olan sivil imam Muharrem Gözüküçük'ün ise ABD elçiliğini 2 kez arayıp 155 saniye ve 33 saniye konuştuğu tespit edildi.
O GÖRÜŞMELER BÜYÜKELÇİLİĞE SORULDU
Savcılık bu görüşmelerle ilgili ABD elçiliğine yazı yazarak, bu görüşmelerin hangi gerekçe ile yapıldığı, arayanların hangi görevlilerle konuştuğu ve konuşmanın içeri sordu.
DETAYLAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, MİT Tırlarının durdurulmasına ilişkin 55 şüpheli hakkında iddianame hazırladı. İddianamede bir itirafçının ifadesine göre eylem talimatının Fetullah Gülen tarafından verildiği belirtilerek, 20 Ocak 2014'de defalarca ABD Büyükelçiliğini arayan şüphelilerin kimlerle ne görüştüğünün bildirilmesi için Büyükelçiliğe yazı yazdı.
İstanbul Cumhuriyet başsavcısı İrfan Fidan, MİT Tırlarının durdurulmasına ilişkin yürütülen 5'inci soruşturmayı tamamlayarak 55 şüpheli hakkında iddianame hazırladı. Başsavcı Fidan, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulmasına ilişkin olay yerindeki Jandarma personeli, Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, görüntüleri yayınlayan Can Dündar ve Erdem Gül ile, Can Dündar'a görüntüleri veren kişi olduğu tespit edilen CHP'li vekil Enis Berberoğlu hakkında daha önce iddianame hazırlandığını hatırlattı. Başsavcı Fidan, 55 şüpheliyi kapsayan iddianamede, şüphelilerden 11'inin haklarında daha önce dava açılan kişiler olduğunu, 3 şüphelinin ise yeni tespit edildiğini belirtti.
Haklarında iddianame düzenlenen 55 şüpheliden, 1'inin tuğgeneral, 2 albay, 2 yarbay, 7 binbaşı, 11 yüzbaşı, 14 üsteğmen, 1 teğmen, 3 astsubay, 2 uzman çavuş, 1 eski MİT mensubu, 5 öğretmen, 1 RTÜK uzman yardımcısı, 2 öğretim üyesi, 1 Sağlık Bakanlığı uzman yardımcısı, 1 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı uzman yardımcısı ve 1 Kalkınma Bakanlığı görevlisi oldukları anlatıldı.
Olay yerinde eylemi gerçekleştiren jandarma personelinin sivil imamı olduğu tespit edilen 11 kişinin eylemi yöneten, organize eden ve yönlendiren kişiler olduğu kaydedildi. Bu sivil imamlardan Hasan Bektaş'ın tutuklu olduğu, yurt dışına kaçtıkları tespit edilen 10 sivil imamı arama çalışmalarının devam ettiği ifade edildi.
Olay günü, tırların durdurulduğu yerde eylemi yönetmek için bulundukları anlaşılan sivil imamların, 1 Ocak 2014 ve 19 Ocak 2014 tarihleri arasında kendi aralarında konuşmak için 'patates' olarak tabir edilen operasyonel hat kullandıkları kaydedilerek, en önemli sivil imamların 'Hamza Ali Ece, Bayram Andaç, Mehmet Cevher Koyuncu, Muharrem Gözüküçük ve Abdulkadir Akçay' olduğu anlatıldı.
'Talimat Fetullah Gülen'den'
İddianamede, FETÖ'nün eski üst düzey imamlarından adı açıklanmayan bir kişinin itirafçı olarak verdiği ifadesinde, 'Tırların durdurulması, boşaltılarak görüntülerinin çekilmesi ve bu görüntülerin basında çarşaf çarşaf yayınlanması talimatını, o dönem Kara Kuvvetleri İmamı olan kişi Pensilvanya'ya giderek bizzat Fetullah Gülen'den yüz yüze aldı' dediği belirtildi. İddianamede buna ilişkin tespitlere genişçe yer verildiği öğrenildi. MİT Tırları görüntülerini Cumhuriyet Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a verdiği gerekçesiyle geçtiğimiz ay 25 yıl hapse çarptırılarak tutuklanan CHP'li vekil Enis Berberoğlu'na bu görüntüleri temin eden kişilere ilişkin soruşturmanın devam ettiği açıklandı.
Defalarca Büyükelçiliği neden aradılar?
19 Ocak 2014 tarihinde FETÖ'yle iltisaklı kişilerce gerçekleştirmeye çalışılan eylemin ertesi günü 20 Ocak 2014 tarihinde FETÖ yöneticisi Bayram Andaç'ın 11.02'de ABD Büyükelçiliği'ni arayarak 48 saniye görüştüğü, 15.21'de tekrar arayıp 46 saniye görüştüğü, 15.22'de ise ABD İstanbul Başkonsolosluğu'nu arayıp 36 saniye görüştüğü tespit edildi. 24 Ocak'ta tekrar ABD Büyükelçiliği ile görüştüğü ortaya çıkan Andaç'ın tutuklu eski Ankara İstihbarat Şube Müdürü Erdal Turna'nın imamı olduğu kaydedildi. Turna'nın MİT personelinin telefonlarını dinleten kişi olduğu ifade edildi.
Yine sivil imamlardan Muharrem Gözüküçük'ün de 6 Mart 2014'te 11.48'de ve 6 Nisan 2014'de ABD Büyükelçiliği'ni arayarak görüştüğü tespit edildi. Başsavcı Fidan, geçtiğimiz hafta ABD Büyükelçiliği'ne yazı yazarak, Gözüküçük ve Andaç'ın Büyükelçiliği'ni neden aradığı, kimlerle görüştüğü ve bu görüşmenin içeriğinin bildirilmesini istediğini ve cevabın beklendiğini söyledi.
'Amaç Ulusal Güvenlik ve 7 Haziran seçimlerini etkilemek'
Tırların durdurulması eyleminin örgütsel amacının Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal güvenliğine yönelik olduğunu kaydeden Başsavcı Fidan, 'Tırların durdurulması ve daha sonra görüntülerin yayınlanarak ifşa edilmesi, Uluslararası bir operasyondur. FETÖ liderinin talimatıyla Türkiye Cumhuriyeti'ni terörle ilişkilendirmeyi amaçlamışlardır. Örgütün siyasal amacı ise 7 Haziran 2015 genel seçimlerini etkilemektir. Bu bir casusluk faaliyetidir. Uluslararası istihbarat örgütleriyle organize edilmiştir' dedi.
Haklarında iddianame hazırlanan şüphelilerin, 'Anayasayı ihlal, Türkiye cumhuriyeti hükumetini ortadan kaldırmaya teşebbüs ve Silahlı terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği' suçlarından cezalandırılmalarının talep edildiği açıklandı.
'Talimatı bizzat Gülen verdi'
Şüpheli 11 'sivil imam'dan 10'unun firari olduğu, Hasan Bektaş isimli 'imam'ın ise soruşturma kapsamında tutuklandığı bilgisi verilen iddianamede, FETÖ'nün üst düzey yöneticilerinden olan ve başka FETÖ dosyasından tutuklu bulunan örgütün üst düzey yöneticisi konumundaki bir kişinin tanıklığına başvurulduğu, bu tanığın, 'MİT tırlarının durdurulması talimatını, Pensilvanya'da yüz yüze görüştüğüm Fetullah Gülen bizzat verdi. Gülen, her türlü çalışmanın yapılması, tırların durdurularak görüntülerinin kayda alınması ve çarşaf çarşaf yayınlatılması talimatı verdi.' şeklinde beyanda bulunduğu aktarıldı.
MİT tırlarıyla ilgili 5. iddianame
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen ve MİT tırlarının durdurulmasıyla ilgili 5. iddianame olan söz konusu dosyadaki şüpheliler hakkında, 'cebir ve şiddet kullanarak anayasayı ihlal ve TBMM ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeleri tarafından Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin şu ana kadar 4 ayrı iddianame düzenlendi, davalar açıldı ve bazı davalar da hükme bağlandı.
İlk iddianame, olay yerindeki jandarma görevlileri, ikinci iddianame dönemin Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, üçüncü iddianame görüntüleri yayınlayan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül, dördüncü iddianame de görüntüleri verdiği iddia edilen CHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında düzenlenmişti.
TIR Kumpasından da Kozanlı Ömer Çıktı!
FETÖ'nün kumpas toplantısını eski Emniyet imamı Kozanlı Ömer lakaplı Osman Hilmi Özdil yönetti. TIR'ların durdurulması sonrası ABD Büyükelçiliği ile görüşme yapan firari imam Bayram Andaç da Özdil'le 41 telefon konuşması yapmış. 6 Temmuz 2017 Perşembe 08:35
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin hazırlanan yeni iddianamede, FETÖ imamlarının kumpası Diyarbakır'da örgütün Emniyet imamı Kozanlı Ömer lakaplı Osman Hilmi Özdil başkanlığında gerçekleştirilen bir toplantı ile kurguladıkları belirtildi.
ABD Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu ile TIR'ların durdurulduğu günlerde telefon görüşmeleri belirlenen FETÖ imamı Bayram Andaç'ın da Özdil'le kez 41 telefon görüşmesi gerçekleştirdiği anlaşıldı.
İddianameye göre Kayseri, Çorum, Ankara ve Adana'da, FETÖ bağlantılı çeşitli dershane ve okullarda öğretmenlik yapan Andaç, 2010 - 2015 arasında Hatay'da, 2 Eylül 2015 itibariyle de Mardin'de öğretmenlik yaptı. Andaç'ın, Fetullah Gülen'in 17/25 Aralık darbe girişimi sürecinde verdiği talimatla, Bank Asya'ya 20 bin 167 TL yatırdığı ve telefonunda ByLock yüklü olduğu da saptandı.
Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden alınan Andaç'ın, Hatay ve Osmaniye'de görev yapan astsubay ve uzman çavuş rütbelerindeki örgüt mensuplarından sorumlu 'Öğretmen' olduğu da anlaşıldı. Andaç'ın TIR'ların durdurulduğu 19 Ocak 2014 günü ve bir gün öncesinde Adana ile Osmaniye civarında olduğu belirlendi. Şüphelinin çok sayıda patates hat kullandığı, bu hatlarla TIR'ların durdurulması olayını organize eden diğer FETÖ imamları ile irtibat kurduğu kaydedildi.
Şüpheli imamın kendi adına kayıtlı telefondan, bir dönem FETÖ'nün Türkiye Emniyet İmamı olan Kozanlı Ömer kod adlı Osman Hilmi Özdil'le toplam 41 defa görüştüğü tespit edildi. Soruşturma kapsamında ifade veren gizli tanık da TIR'ların durdurulması kararının alındığı Diyarbakır'daki toplantıya Kozanlı Ömer'in başkanlık ettiğini belirtti.
İddianameye göre FETÖ'nün, devlet kadrolarına sızan kripto elemanları vasıtasıyla, 30 Mayıs 2016'da MİT TIR'larını durduran imamlara yönelik operasyondan yaklaşık 2 hafta önce haberdar olarak 18 Mayıs günü şüphelilerin kaçmasını ve saklanmasını sağladığı anlaşıldı. Şüpheli Andaç'ın 19 Ocak 2014'te Adana'da TIR'ların durdurulmasının hemen ardından 20 Ocak 2014 ve sonrasında ABD Büyükelçiliği ile İstanbul Başkonsolosluğu'nu arayarak görüşmeler yaptığı da belirlenmişti.
İstanbul'daki askerlere yönelik ilk 15 Temmuz darbe girişimi iddianamesi hazırlandı. Sabiha Gökçen Havalimanı'nı işgal etmeye kalkışan 28'si subay olmak üzere 62 asker hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Darbe ve Fetö yapılanmasına dair çok çarpıcı bilgilerin yer aldığı iddianamede savcılık Gülen ve örgütünün ABD merkez istihbarat örgütü CIA bağlantısına da dikkat çekti. Eski CIA şefi Fuller'in 'Türkiye ve Arap Baharı' isimli kitabında da Gülen kuruluşlarını bol bol methettiği, bu durumun Fetullah Terör Örgütü'nün kimlere hizmet ettiği hakkında önemli bir delil olduğu anlatılan iddianamede, 'Sonuç itibari ile FETÖ/PDY silahlı suç örgütü, mevcut gücüne ve yapılanmasına örgüt liderinin ve üyelerinin kişisel gayretlerinden ziyade, küresel emperyalist güçlerin vermiş olduğu destek sayesinde ulaşmıştır' denildi.
04.12.2016 10:19 FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından askerlere yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan ilk iddianamede, Eski CIA şefi Fuller'in Fetullah Gülen'e verdiği destek bilgisi de yer aldı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Sabiha Gökçen Havalimanı'nın ele geçirilmesi teşebbüsüne ilişkin hazırlanan iddianamede, örgütün mevcut gücü ve yapısına, küresel emperyalist güçlerin verdiği destek sayesinde ulaştığı belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan 189 sayfalık iddianamenin girişinde, 15 Temmuz günü gece 22.00-23.00 saatleri arasında sosyal medyada, "TSK içerisindeki bir grubun darbe girişiminde bulunduğu, bu bağlamda İstanbul'da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin asker kişiler tarafından geçişe kapatıldığı, İstanbul ve Ankara'da savaş uçaklarının alçaktan uçuş yapmaya başladıkları, Ankara'da bulunan Genelkurmay Başkanlığı Karargah binası çevresinde silah sesleri duyulduğu, İstanbul Atatürk Havalimanı'nın tanklarla gelen askerler tarafından ele geçirildiği, bir grup asker kişinin zırhlı araçlarla Sabiha Gökçen Havalimanı'na doğru ilerledikleri" yolunda birtakım haberlerin yayıldığının görüldüğü belirtilerek, cumhuriyet başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı kaydedildi.
Savcılıktan emniyete gece saat 01.30'da "tespit" yazısı
Darbe girişimi gecesi İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne faks yoluyla saat 01.30'da yazı yazılarak darbe girişimine katılan tüm asker şahısların yakalanarak gözaltına alınmaları ve başsavcılıkta hazır edilmelerinin istendiği aktarılan iddianamede, 15 Temmuz'daki kalkışma esnasında yurt genelinde meydana gelen olaylara değinildi.
"FETÖ/PDY suç örgütü mensupları tarafından planlandığı ve uygulamaya sokulduğu anlaşılan darbe girişimi, Türk halkının demokrasinin yanında saf tutması, örgüt mensubu olmayan gerçek kamu görevlilerinin olağanüstü gayreti, TSK içerisinde yer alan yurtsever unsurların karşı duruşu sonucunda 16 Temmuz 2016 tarihinde başarısızlıkla sonuçlanmıştır." ifadesi yer alan iddianamede, darbe kalkışmasının yasa dışı silahlı FETÖ/PDY tarafından planlandığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisine sızan örgüt yöneticileri ile örgüt üyeleri tarafından hayata geçirildiği, örgüt üyesi olup olmadıkları bilinmeyen bir kısım asker şahısların da kalkışmaya bilerek ve isteyerek iştirak ettiklerinin düşünüldüğü vurgulandı.
"Devletin 'etkin mücadele' kararından sonra FETÖ'nün son hamlesi: Darbe"
İddianamede, FETÖ'nün darbe girişiminde bulunmasının amacı, şu şekilde anlatıldı:
"Talimatlar yoluyla kolektif bir şekilde mobilize olan, kamu erkinin kritik bürokratik alanları başta olmak üzere, kamusal alanı ele geçirme refleksi ile hareket eden, mülkiye, adliye, emniyet, eğitim ve ordu içerisinde kendi özel hiyerarşisi ile illegal şekilde kadrolaşan, devletin tüm kurumlarına yerleştirdiği örgüt üyeleri ile devlet teşkilatını kendisine hizmet eder hale getiren ve adeta devlet içinde ayrı bir devlet yapısı oluşturan örgüt, devletin etkin mücadele kararı almasından sonra tasfiye sürecine girmiş, ekonomik-siyasi yönden hızla zayıflamış, 15 Temmuz 2016 tarihinde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere ülkenin muhtelif yerlerinde, TSK bünyesinde yuvalanan üyeleri ve yöneticileri aracılığıyla son bir hamle yaparak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmiştir."
Silahlı terör örgütü kavramı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün genel tanımı, örgütün ortaya çıkışını kolaylaştıran koşullar, örgütün kuruluşu, gelişimi ve yapısı üzerine değerlendirmeler yapılan iddianamede, bir dönem Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) arasında, "soğuk savaş" tanımlaması yapılan küresel mücadele ve Türkiye'nin bu mücadelede NATO'ya üye olarak ABD öncülüğündeki batı bloğunda yer aldığı bilgileri verildi.
"Fetullah Gülen'in küresel sermayeyle ilk teması komünizmle mücadele derneklerinin kuruluşu ile başlamıştır. İlk şube 1954'te İzmir'de açılan bu derneğin ikinci şubesi 1963 yılında Fetullah Gülen'in memleketi Erzurum'da açılmış ve Gülen bu yıllarda dernek şubesinin kurucuları arasında yer almıştır." denilen iddianamede, bu tarihten itibaren her daim küresel güçlerin vazgeçilmez aparatı olan sözde suç örgütü liderinin, dernek kurucuları arasında yer almasını övünerek açıkladığı kaydedildi.
Sovyetler Birliği'nin İslam coğrafyasında anti emperyalist, batı karşıtı bağımsız milliyetçi grupları destekleyerek etkin olmak istediği, onun karşısındaki ABD ve müttefiklerinin de İslamcı grupları destekleyerek bir Yeşil Kuşak Projesi oluşturduğu bilgisi verilen iddianamede, şu ifadeler yer buldu:
"Projenin amacı Sovyetler'in ilerleyişini durdurmak ve petrol zengini körfez ülkelerinde ve bölge üzerinde etkisini engellemek, komünizme karşı İslam'ı kalkan olarak kullanmaktır. Soğuk savaş döneminin sona ermesinden sonra İslam ülkelerinde, radikal İslami hareketlerle ilişkili istikrarsızlık ve bunun getireceği siyasi sonuçların, Amerikan ve batı karşıtlığı hareketlerine, güvenlik zafiyetlerine ve olası menfaat kayıplarına sebep olmasının önüne geçmek için ABD düşünce kuruluşlarında Yeşil Kuşak Projesi revize edilmiş ve onun yerine ılımlı İslam'ın desteklenmesi fikri geliştirilmiştir. Bu modelin ortaya atıldığı günler, FETÖ/PDY sözde lideri Fetullah Gülen'in emperyalist güçler nezdinde yıldızının parladığı günler olmuştur."
Eski CIA şefi Fuller'in Gülen'e desteği
Eski CIA Yakın Ve Güney Asya Bölgesi İstihbarat Şefi Graham Fuller'in, "Siyasi İslamın Geleceği" isimli kitabında, "dinler arası diyaloğun Türkiye'deki en güçlü aktivistlerinden, liberal ve reformist İslamcı olduğunu yazdığı Fetullah Gülen'in ve Nurculuğun desteklenmesini" savunduğu belirtilen iddianamede, Fuller'in 2008 yılında Türkçe'ye çevrilen "Yeni Türkiye Cumhuriyeti" adlı kitabında da Gülen ve yapılanması hakkında övgü dolu ifadelere yer verdiğine dikkat çekildi.
Fuller'in "Türkiye ve Arap Baharı" isimli kitabında da Gülen kuruluşlarını bol bol methettiği ve bu durumun bile Fetullah Terör Örgütü'nün kimlere hizmet ettiği hakkında önemli bir delil olduğu anlatılan iddianamede, Rand Düşünce Kuruluşu'nun raporunda Almanya merkezli Kaplancılar tehlikeli kökten dinci bir akım olarak tanıtılırken, Fetullah Gülen'in ılımlı İslam'ın en önemli liderlerinden biri olarak tanıtıldığı kaydedildi.
"Sonuç itibari ile FETÖ/PDY silahlı suç örgütü, mevcut gücüne ve yapılanmasına örgüt liderinin ve üyelerinin kişisel gayretlerinden ziyade, küresel emperyalist güçlerin vermiş olduğu destek sayesinde ulaşmıştır." ifadesi kullanılan iddianamede, FETÖ/PDY ile ilgili, "Demokratik hukuk devletinin özelliklerini ortadan kaldırmak amacıyla kurulmuş en geniş ve en büyük katılımlı silahlı terör örgütlenmesidir. Amaçlarını gerçekleştirmek için diğer silahlı terör örgütlerini kullanabilen, kiralayan, devletin silahlı unsurlarını emelleri için kullanabilen, devlet kademelerindeki silahlı güçler aracılığıyla operasyonel sonuçlar elde edebilen bir örgütlenmedir." tanımlaması yapıldı.
FETÖ ana iddianamesi tamamlandı. 'Bir numaralı sanık' Gülen dahil 73 sanığa 2'şer müebbet ve 65'er yıl hapis istenen iddianameye göre, CIA'nın koruduğu Paralel örgüt, devleti sinsice ele geçirmeye çalıştı.
16.07.2016 20:50 Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Fetullahçı Terör Örgütü'ne yönelik başlattığı çatı soruşturmasına son nokta konuldu. Fetullah Gülen'in '1 Numara' olduğu iddianamede her sanık için ikişer kez müebbet ve 65'er yıl hapis cezası istendi. İddianamede örgütün ABD istihbaratınca korunup kullanıldığına işaret edildi.
666 SAYFA, 73 SANIK...
666 sayfalık iddianamede, Gülen'le birlikte Hidayet Karaca, Ekrem Dumanlı, Akın İpek ve Önder Aytaç'ın da aralarında bulunduğu 73 sanığa, "silahlı terör örgütü kurmak - yönetmek, darbeye teşebbüs, siyasi ve askeri casusluk, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, nitelikli zimmet, suç gelirlerini aklama, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek" suçlamaları yöneltildi.
FETÖ'NÜN YEDİ KATMANI
12 bölümden oluşan iddianame, başsavcılık tarafından onaylanarak 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İddianamede örgütün 7 katındaki tabakalar şöyle tanımlandı: Birinci Kat, "halk tabakası", ikinci kat, "sadık tabaka", üçüncü kat, "ideolojik örgütlenme tabakası", dördüncü kat, "teftiş kontrol tabakası", beşinci kat, "organize eden ve yürüten tabaka", altıncı kat, "has tabaka", yedinci kat, "kurmay tabaka." 7 tabakalı yapının en üstünde ise "Fetullah Hoca Arşı"nın yer aldığı kaydedildi. "5'inci, 6'ncı ve 7'inci katmanlar örgütü yöneten katmanlardır. 7'inci ve 6'ıncı katmanlardakilerin örgütten kopmasına asla izin verilmez" denilen iddianamede şu ifadeler yer aldı: "5'inci katmanda ise çok nadir örgütten kopmalar olmuştur. Kopanlar mutlaka örgüt tarafından takip edilerek etkisiz hale getirilmiştir."
FETÖ'nün bir proje örgüt olduğu vurgulanarak, "Bu yapılanma din kisvesi ile gizli çıkar örgütleri üzerinden Türkiye ve İslam toplumlarını içinden dönüştürmek için yurtdışında kurgulanmıştır. Demokratik hukuk devleti özelliklerini ortadan kaldırmak için kurulmuş en geniş silahlı terör örgütlenmesidir. Amaçlarını gerçekleştirmek için silahlı terör örgütlerini kiralayan, devletin silahlı unsurlarını kullanabilen bir örgütlenmedir" denildi.
'DEVLET ACİZLİK İÇİNDE İZLEMEZ'
FETÖ'nün kamu idarelerinde kadrolaştığı vurgulanarak, "Devletin, gizli bir örgütün eline geçmesini acizlik içinde seyretmesi beklenemez" denilen iddianamede, örgütün "Devleti kurnazlıkla, fark ettirmeden ve sinsice ele geçirmek" istediğinin altı çizildi. Örgütün arkasında ABD ve CIA olduğunun da açığa çıktığı kaydedilen iddianamede, "Gülen'i, ABD'de CIA korumaktadır" denildi.
ZERDÜŞT YAPILANMA
Örgütün, "Dikey Hiyerarşik" bir yapıya sahip olduğu ve "7 Katlı Piramit" sistemiyle yönetildiği en tepesinde ise 'kainat imamı'nın bulunduğu aktarıldı. Bu sistemin İsmailiye mezhebinden ve Zerdüştlük dininden alındığına dikkat çekilerek, "İsmailiye tarikatının inancına göre yedinci derecede oturan imam emirleri doğrudan Allah'tan alır. Haramı helal, helali haram yapabilir. Bu esaslar aynen Fetullah Gülen'in örgütünde geçerlidir" denildi.
MALİ BOYUTU: 150 MİLYAR DOLAR
İddianamede, hayırseverlerin sömürüldüğü, burs, himmet, bağış, kurban gibi çeşitli adlarla toplanan paranın devlete ve sisteme karşı kurulan örgütlenmeye aktarıldığı anlatıldı. Fetullah Gülen'in kurup yönettiği örgütün Türkiye'de ve dünyada toplam 150 milyar dolarlık ekonomik değeri bulunan banka, üniversiteler, okullar, yurtlar, dershaneler, medya kuruluşları, matbaalar, kargo şirketleri, holdinglerin bulunduğu kaydedildi.
'HABLEMİTOĞLU İLE DANIŞTAY ÖRGÜTÜN İŞİ...'
İddianamede, örgüt üyelerinin Gülen'i "muhterem bir Mehdi/Mesih" kabul ederek tanrılaştırdığı ifade edilirken, örgütün Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi soruşturmalarda hedef aldığı kişilerin hayatlarını kararttığı vurgulandı. Danıştay saldırısı ve Necip Hablemitoğlu cinayeti örgütün doğrudan kasten öldürme eylemleri arasında sayıldı.
Fetullah Gülen için müebbet hapis cezasının istendiği 17-25 Aralık darbe soruşturmasına ilişkin iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü'nün dini kullanan ABD-CIA merkezli Moon ve Opus Dei tarikatları gibi olduğu belirtildi. İddianamede, 'Üçünün ortak özelliği misyoner faaliyetleridir. Her üç tarikat ABD'deki CIA gibi istihbarat örgütlerince desteklenmektedir' denildi.
04.10.2015 16:23 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca '25 Aralık' dosyasındaki usulsüzlükler nedeniyle Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) lideri Fetullah Gülen ve İstanbul Mali Şube Müdürlüğü görevlilerinin de aralarında bulunduğu 69 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede çarpıcı tespitlere yer verildi. İstanbul Başsavcıvekili İsmail Uçar'ın hazırladığı iddianamede, örgüt lideri Fetullah Gülen'in devlet sisteminin kodlarını bozduğuna dikkat çekti.
İNTİHAR KOMANDOSU
Gülen'in 40 yıllık bir süre içerisinde dantel gibi işleyerek devletin içerisine kendi elamanlarını sızdırdığı ifade edilen iddianamede, “Bu iki yüzlü yapı bir yönüyle halkın arasında iyilik hareketi olarak görüntü vermiş diğer yönüyle tamamen bürokratik kadroların ele geçirilmesine önem atfetmiş, bilhassa yargı, polis ve askerîyede örgütlenmişlerdir. Örgüt üyeleri uyuyan hücreler misali emir ve talimat alana kadar normal görevlerini yürütmekte iken örgüt üst kadrosundan emir geldiği anda her biri birer intihar komandosuna dönüşebilmektedir” denildi.
ORTAK NOKTA MİSYONERLİK
İddianamede, Opus Dei ve Moon tarikatlarının FETÖ ile benzerlik gösterdiğine dair tespitler yer aldı. Üç tarikatın da merkezinin Amerika'da olduğuna dikkat çekilen iddianamede şu ifadelere yer verildi: “Hizmet ettikleri merkez de dünyadan dinler arası diyalog iddiasıyla faaliyet gösteren bir yeni yapılanmadır. Üçünün ortak özelliği misyoner faaliyetleridir. Her üç tarikatın ABD'deki CIA gibi istihbarat örgütleri ve NED, CSIS tarafından desteklenmektedir. Üçü de ABD'de ikamet etmişlerdir. Üç tarikatın ortak bir marifeti de Yeşil Kuşak Projesine, yani askeri darbelere destek vermeleridir. Gülen, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat askerî darbelerinin baş destekçisi oldu.”
AJANLARI ÖĞRETMEN YAPIYOR
İddianamede ayrıca “Fethullah Gülen cemâati tarafından yurtdışında, özellikle de Türk Cumhuriyetlerinde açılan okullarda, diplomatik pasaportlu Amerikalı CIA ajanları, 'İngilizce öğretmeni' diye barındırılıyor. Fethullah Gülen'in okulları, eğitim dili olarak da Türkçe'yi değil, İngilizce'yi kullanmaktadır. Özellikle hazırlık sınıflarında haftalık ortalama 24 saati bulan İngilizce derslerine, çoğu okulda ABD'li ve İngiliz 'öğretmenler' giriyor” ifadeleri yer aldı.
KASIM GÜLEK'İ ÇOK SEVER
Gülen'in mason yapılanmasının Türkiye'deki en önemli isimlerinden olan Kasım Gülek'le arasının çok iyi olduğunun altı çizildi. İddianamede, “Kasım Gülek ismi, Gülen için çok önemlidir. Zira kendisine açılan bütün yollara ilk adımı Kasım Gülek'in aracılığıyla atmıştır. Kasım Gülek'in vasiyeti üzerine cenaze namazı bizzat Fetullah Gülen tarafından kıldırılıyor. Gülen, 1992 yılında ABD'ye gittiğinde, Kasım Gülek'in Amerikan Ordusu'nda albay olarak görev yapan, daha sonra şüpheli bir şekilde ölen, baldızı Aylin Rodomisli aracılığıyla Pentagon ve CIA ile ilişkiye geçtiğini de bizzat kendisi söylüyor” denildi.
Sahte delil ürettiler
Örgütün gerçekleştirdiği en önemli faaliyetlerin başında ÖSYM tarafından hazırlanan soruların çalındığı hatırlatılan iddianamede, ikinci olarak ise Fetullahçı olmayan memurlara karşı komplo hazırlama konusunda örgütün ustalaştığı ifade edildi. İddianamede, “Fişledikleri memurlara haksız soruşturmalar açarak pasifize ettikleri bilinmektedir. Aşama aşama devleti ele geçirmişlerdir. Çok büyük bir camiaya sahip olduklarını düşünerek, artık önlerinde kimsenin duramayacağı zehabına kapılmışlardır. Yaşadıkları özgüven patlamasının neticesi olarak 2007 yılından beridir devletin güvenliğinin teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetlerindeki, vatansever subayları pasifize edebilmek için kendi uydurdukları delillerle operasyon yapmışlardır. Bu şekilde yüzlerce subayın hayatını kararttılar ve birçok masum insanın ekmeğiyle oynadılar” ifade edildi.
Polisle darbe
Türk devletleri tarihlerindeki darbe çeşitlerinden de örnekler sunulan iddianamede, darbelerin genellikle ülkemizde askeri olduğunu ancak FETÖ'nün en çok yerleştiği kurum olan polis gücüyle darbeyi gerçekleştirmeyi amaçladığı belirtildi. Polis'liğin kamuoyunun ve halkın itiraz edemeyeceği bir yapı olduğundan dolayı seçildiği söylenen iddianamede, “Cemaat polisten sonra en fazla yargıda konuşlanmıştı. Buradaki militanlarının performansı 2007'den beri görülen davalarda ölçüldü. Toplum yaptıkları bütün hukuksuzluklara rağmen yargı kararı olduğu için tepki koymuyor, hatta yaptıkları algı operasyonları nedeniyle yapılan soruşturmaları destekliyordu” ifadeleri kullanıldı. (Yenişafak)
İddianamede şu ilginç tespitler yeralıyor:
OPUS DEI TARİKATI: Kurucusu Madrid'li bir Katolik papazı Josemaia Escriy de Balagar. Opus Dei kelime anlamı "Tanrı'nın İşleri"
MOON TARİKATI: Kurucusu önceleri Budist, sonradan papaz olan Sun Myung Moon. Moon, 1954 yılında K.Kore'den kaçarak, G.Kore'ye yerleşti ve tarikatını da burada kurdu. Moon Tarikatı'nın resmi adı "Birleştirme Kilisesi"dir. 1951 ABD müdahalesinin hemen ardından kurulmuştur. Bugün G.Kore nüfusunun yaklaşık %40'ını Budistlikten Hristiyanlığa devşirmiştir.
GÜLEN HAREKETİ: 1966 yılında İzmir Kestanepazarı'nda kuruldu. Opus Dei'nin kurucusu Papaz Ecsriya'nın aslı Hristiyan değildir. Yahudi engizisyonu yapıldığı dönemde Hristiyanlığa geçmiş aslen gizli Yahudi olan bir aile kökeninden geliyor. Çalışma bölgesi Hristiyan alemidir. Moon Tarikatı kurucusu Moon'un da aslı Budisttir. Çalışma alanı Budist inancın yaygın olduğu Asya ve Pasifiktir. Gülen'in çalışma alanı İslam coğrafyasıdır.
MERKEZLERİ ABD
Her üç tarikatın koordine edildiği merkez Amerika, hizmet ettikleri merkez de dünyadan dinler arası diyalog iddiasıyla bir yeni yapılanmadır. Bir başka benzerlik de üçünün de ABD'de ikamet etmeye başlamalarıdır. Moon, 1959 yılında ABD'ye yerleşmiştir. Gülen, 1999 yılında ABD'ye yerleşmişken, Opus Dei kurucusu Papaz Escriya ise sürekli ABD'de bulunmuştur.
İspanya'da Papaz Escriva, Franco diktatörlüğünün sağ koluydu. Opus Dei Tarikatı'nın lideri Escriva, Franco'nun 35 yıllık diktatörlüğü ile işbirliği içinde olmuştur. Moon tarikatının ortağı ise CIA'nın kurduğu Kore'deki CIA'nın temsilcisi Albay Bo Hi Pak'da dır. Bo Hi Pak da, Moon Tarikatının en güçlü üyesidir. O'nun aracılığıyla Güney Kore askerî vesayete alınmıştır.
YEŞİL KUŞAK PROJESİNE HİZMET
Üç tarikatın ortak bir marifeti de Yeşil Kuşak Projesine hizmet etmeleridir. Gülen ise 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat askerî darbelerinin baş destekçisi oldu. Komünizme Karşı Mücadele Derneklerinin Erzurum ile İzmir şubelerini ilk kuran kişidir. Kenan Evren için "Kenan Evren Cennetliktir. Kucaklayan ve kutsal kurtarıcı bir melektir" demiştir.
12 EYLÜL'E ÖVGÜ
12 Eylül faşizmini şu sözleriyle meşrulaştırmaya çalışır. "Asker tam zamanında yetişmese bütün millet olarak inkisar içinde ağlamaktan başka çaremiz kalmayacaktı". Ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz". (Sızıntı, Ekim 1980, sayı:21)
FAALİYET ALANLARI DA BENZER
Opus Dei Tarikatı'nın beş kıtada 475 üniversite ve Yüksek Okulu ve 200 koleji var. 604 gazete ve dergiye sahip. 52 radyo ve televizyonu yayın yapıyor. Siyasi, askerî, polis, mali ve ticari alanlarda çok etkindir. Milyarlarca dolara hükmediyor. Opus Dei Tarikatı'nın Hristiyanların yaşadığı her ülkede sorumlu bir Kardinali bulunuyor.
Moon Tarikatı da benzer alanlarda faaliyet yürütüyor. Gülen cemâatinin ise sadece Orta Asya'da dil merkezi, ilkokul, lise düzeyinde, dünya genelinde 1200-1300 arasında okulu var. Onlarca da üniversitesi var. Onlarca gazete ve dergi, radyo ile televizyon yayınına sahip. Yürütme, yasama, yargı, ordu, polis, eğitim, sağlık, ticaret, maliye vb. cemâatin hizmetindedir. Gülen Cemâatinin de Opus Dei Tarikatındaki gibi her ülkede bir sorumlusu vardır. Opus Dei'de ülke kardinali vardır Gülen Cemâatin de yerini ülke imamının almıştır. Opus Dei Tarikatı ve Gülen Cemâati'nin üye tipi de aynıdır. Her iki yapıda da üç tip üye vardır.
EVLENMİYORLAR
Opus Dei'de birinci grup olarak adlandırılan "Numerarid" denilen üyeler hiç evlenmiyorlar. Opus Dei evlerinde yaşıyorlar. İhtiyaçları dışındaki tüm kazançlarını tarikata veriyorlar. Gülen Cemâati'nde "İmam" ve "İmame" olarak adlandırılan abi ve abla denilen üyeler de hiç evlenmiyorlar. Tarikat evlerinde yaşayıp, tarikatın hizmetindedirler. Tüm otorite onlardır. Yedi kişilik istişare grubu, kıta, ülke, bölge sorumluların bunları içinden seçiliyor. Opus Dei de ikinci üyeler "Sopranumerari" olarak adlandırıyorlar. Tam üyedirler. Fakat evleniyorlar. Tarikat evleri dışında yaşıyorlar. Aylık ödüyorlar. Gülen Cemâati'nde ise bu tip grup, Şakirt ve Şakirde diye adlandırılan cemâat içinde yetişip evlenenlerden oluşuyor. Cemâate tam üyedirler. Fakat maaşlarından belli yüzdeyi aylık olarak cemâate ödüyorlar. Opus Dei de üçüncü tip üyelere "cooperatori" deniliyor. Tarikatın gönüllü yardım ve eğitim kuruluşlarında yer alıyorlar. Gülen Cemâati'nde de bunlara ek olarak "himmet" adı altında yardımda bulunan ağırlıktaki üyeler ve destekçilerden oluşuyor. Moon Tarikatında ise tam tamamına Opus Dei gibi üyelikler vardır.
Bu üçlü kaynağı dışarda olan tarikatların propaganda ve örgütlenme çalışmalarını yürütürken kullandıkları kilit kavramlar da aynıdır. "Diyalog", "Hoşgörü," "Dinî Araştırmalar" ve "Sevgi".
MİSYONERLİK FAALİYETLERİ
Üçünün ortak özelliği misyoner faaliyetleridir. Her üç tarikatın ABD'deki NED, CSIS ve CIA gibi istihbarat örgütlerince desteklenmektedir. "Papa'nın Kutsal Mafyası" Opus Dei'nin muazzam bir gücü var. Koyu Katolik olan Hristiyanların bünyesinde yer aldığı bir yapılanma Opus Dei. Papa 2 John Paul, icracılığının etkisini Opus Dei'ye borçlu olduğunu açıkça ifade etmekten çekinmemiş bir Katolik liderdir.
Dünya genelinde bilhassa üniversiteler, finans kuruluşları, finans birlikleri, devasa şirketler Opus Dei'nin müritleri ile dolu. Başarılı politikacılar, hâkim ve savcılar, parti ileri gelenleri, güçlü sanayici ve işadamları, Avrupa Birliği'nin muktedir parlamenterleri Opus Dei'nin çok sevdiği şahsiyetler arasında yer alıyor. Alman Hristiyan Demokratlar Partisi'nin önemli isimlerinden Kurt Malangre de yarım yüzyıla yakın bir süredir Opus Dei mensubu olduğunu gizlemiyordu. Almanya'da 2 bine yakın çekirdek Müridan kadrosu var Opus Dei Tarikatı'nın Bonn kentinde faaliyet gösteren "Öğrenci Temelli Kültür Birliği Studentische Kulturgemeinschaft" ve Münih'te faaliyet gösteren "Ren–Donau Vakfı–Rhein Donau Stiftung, tarikatın gelir kaynaklarındandır. Opus Dei'de tüm üyelerin ortak amacı bu dünyada bir Civitatea Dei (Tanrı Sitesi) yani teokratik(dinî) bir devlet kurmaktır. Opus Dei inananları, bir gün tüm dünyanın Hristiyan olacağına inanırlar. Gülen de "Vatikan'da ölmek istiyorum" mealinde bir mektubu Papaya göndermişti.
AHTAPOT GİBİ SARMAKTA
Tarikat dünya siyasetini tıpkı bir ahtapot gibi sarmakta. İngiltere Millî Eğitim Bakanı, Polonya hükûmetinde görev yapan 3 bakan, Perulu 2 bakan, ABD Anayasa Mahkemesi'nin 2 yargıcı, Amerikan Kongresi'nin onlarca üyesi, eski FBI Başkanı Louis Freeh ve Fox televizyonunun yorumcusu Robert Novak; Opus Dei müridi olduğunu gizlemiyor. Papaz Josemaria Escriva'nın Opus Dei (Opus Dey) örgütünün temelini oluşturan "rehber" kitabı "Yol" adını taşıyor. 1934 yılında yazılmış, 43 dile çevrilerek tüm dünyada 4,5 milyon satmıştır. Bu kitabın İngilizcesi, THE WAY. Fetullah Gülen'in İngilizceye çevrilen ilk kitabı da, dört ciltlik "Criteria, or lights of the Way" (İzmir, 1990)
BÜYÜK SERVET
Bugün Opus Dei'in büyük bir serveti, 15 üniversitesi, 97 teknik okulu, 36 ilköğretim okulu vardır. CIA, Moon tarikatını kullanarak Dünya Anti Komünist Ligi'ni örgütledi. Moon Tarikatının dünyanın birçok yerinde vakıfları, işletmeleri, okulları, medya kuruluşları mevcut olup, fakir bir köylü çocuğu olan Sun Myung Moon bugün müthiş bir portföye sahiptir.
Myung Moon liderliğindeki tarikat, Kiliseleri birleştirmek (Unifi-cation Church) felsefesini yaymak amacıyla düzenlediği toplantılarda çeşitli ülkelerin tanınmış isimlerini bir araya getiriyor ve bu ülkelerde örgütlenmeye çalışıyor Tarikat, Hristiyanları birleştirmenin yanı sıra, Müslümanlarla Hristiyanları da birleştirmeyi gaye edindiği için İslami kesimi de hedef kitle seçiyor. Türkiye'deki ilk girişimleri de bu amaca uygun olarak "Dinî Araştırmalar" "Hoşgörü" "Diyalog" görüşmeleri adları altında, Türkiye'den özellikle dinî çevreden çok aşina isimler tarikatın toplantılarına katılmıştır. ABD'de yapılan "Dinlerarası ilişkiler" toplantısına Türkiye'den 40 kadar ilahiyatçı katılıyor. Fetullah Gülen' in de savunduğu ana kavram "hoşgörü" ve "dinler arası diyalog". Dahası, Moon tarikatının başlattığı dinler arası diyalog girişimine Türkiye'den de Fetullah Gülen destek veriyor.
Papa ile görüşüp, yetkisinde olmamasına rağmen, "Harran da üç semavi dine din adamı yetiştirecek bir ilahiyat üniversitesi kurmayı teklif ediyor. Gülen, İstanbul'da izin verilmeyen ruhban okulunun Güneydoğu da açılmasını istiyor.
GÜLEN'İN CIA İLİŞKİLERİ
Fetullah Gülen'in CIA ile ilişkilerini sürdürmede en önemli örtülerinden biri, Dinler arası Diyalog oldu. Bu tarikatların hepsinin söylemi aynı: Dinler arası diyalog. Arap baharı ile Ortadoğu'ya ihraç edilmeye çalışılan Türkiye modeli demokrasi anlayışının temelinde de bu var. Gülen örgütünün, İsrail devletinin hayranı olduğu da bilinmektedir. Aynı ilişki Moon tarikatında da görülür.
Körfez Savaşı'nda, Irak yönetiminin İsrail'e attığı Scud füzesi üzerine İstanbul'da verdiği vaaz ve döktüğü gözyaşları ve ettiği bedduaların kaseti, ülkede bir süre ciddi eleştiri nedeni yapılmıştı. Ayrıca Fetullah Gülen Uluslararası sularda İsrail Devletinin Gazze'ye yardım amacıyla giden gemiye düzenlemiş olduğu silahlı saldırı ile ilgili olarak ' otoriteden izin alınması gerekirdi' şeklinde beyanda bulunarak şehit edilen Türk vatandaşlarını suçlayıcı açıklama yapmıştır.
İsrail ile ilişki, ABD açısından kilit öneme sahip. Graham Fuller'in İslamcı hareketi konu alan "Kuşatılanlar" kitabında, İslamcı hareketlerin Batı ile entegrasyon için yapması gerekenlerin başında İsrail ile iyi ilişki geliyor.(Graham Fuller, I. O. Lesser, Kuşatılanlar, Sabah Kitapları, İstanbul, 1996, s.126.)
Gülen'in İslamcı kitleleri kendisinden soğutma tehlikesine karşın, Kudüs Başhahamı ile yakın ilişkisi ve cemâatin işadamları derneği İŞHAD'in İsrail'le bağları, bu politikanın gereği olarak kuruluyor.
GÜLEN İÇİN ÖNEMLİ İSİM
Kasım Gülek ismi, Gülen için çok önemlidir. Zira kendisine açılan bütün yollara ilk adımı Kasım Gülek'in aracılığıyla atmıştır. Kasım Gülek'in vasiyeti üzerine cenaze namazı bizzat Fetullah Gülen tarafından kıldırılıyor. (Bkz. 01.09.1997 tarihli Zaman Gazetesi, 21.01.1998 tarihli Yeniyüzyıl Gazetesi) Gülen, 1992 yılında ABD'ye gittiğinde, Kasım Gülek'in Amerikan Ordusu'nda albay olarak görev yapan, daha sonra şüpheli bir şekilde ölen, baldızı Aylin Rodomisli aracılığıyla Pentagon ve CIA ile ilişkiye geçtiğini de bizzat kendisi söylüyor. Moon Mesihliğe soyunurken, Fetullah Gülen İslam temsilciliğine soyunmaktadır. Moon da, Gülen de Amerika'yı üs olarak seçmişlerdir. Fetullah Gülen bir açıklamasında Kasım Gülekle ilgili olarak 'Kasım Gülek Bey'in baldızı Amerika'daydı. Yani Pentagon'la irtibatları vardı. Eğer kendisine değişik platformlardan, Beyaz Saray'dan sormuşlarsa 'Bunlar nedir?' diye, o da 'Endişe edilecek bir şey yoktur' demiştir, referans vermiştir."
Gülen, 1 Eylül 1997 tarihli Zaman gazetesinde bu ilişkiyi şöyle açıklıyor: "ABD'de görüştüğüm insanlardan biri Abramowitz'di. O, Türkiye'de bir zaman elçi olarak kalmıştı. Müşterek dostumuz Kasım Gülek Bey vardı. Onun vasıtasıyla gıyaben onu tanıyorduk…"Türkiye, şimdiye kadar çok ölüm-kalım krizlerine maruz kalmıştır. Bunu isterseniz bir kriz sayın ama bu millet bunu aşar dedim. Hatta bu ses, imkânı varsa Beyaz Saray'a kadar, Kongre'ye kadar, Pentagon'a kadar götürülmeli dedim."(Zaman gazetesi, 1 Eylül 1997) (Sabah)
15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı15.7.2016
17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin
darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak
değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor.
Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken
canlı yayında darbe..
Tamamı17.07.2016
20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen
cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu
iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı.
Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe
yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı20.01.2015
11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı11.3.2014
19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı19.12.2015
12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı12.10.2015
18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı18.08.2015
09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı9.10.2016
24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına
katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek
verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele
Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir
ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı24.06.2013
16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine.. Tamamı16.12.2018
08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı8.11.2014
01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı1.11.2014
08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı8.2.2014
14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı14.1.2014
03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı3.11.2014
02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı2.12.2013
19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı19.6.2013
21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin
"şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında
"işkence ..
Tamamı21.11.2022
29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı29.11.2022
30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı30.11.2022
29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı29.11.2022
29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı29.11.2022
29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı29.11.2022
02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı2.12.2022
28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı28.11.2022
28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı28.11.2022
02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı2.12.2022
30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı30.11.2022
30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı30.11.2022
28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı28.11.2022
21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı21.11.2022
21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı21.11.2022